Thursday, October 4, 2007

Kartı var, viziti var di mi ama?

Hiç karışmazdım ben bu işe. "Erkek erkeğe konuşuyorlar şurda, bana ne" derdim demesine ya, Hıncal Uluç'un Kerem'e, Mecnun'a falan dil uzatmasına gönlüm razı olmadı. "Hiç mi aşık görmedik bre?" diyesim geldi, şuracıktan deyivereyim dedim.

Efendim, Selahattin Duman bir yazı yazmış, ta ne zaman. Linki şurada . Hıncal Uluç'un aklı epey sonra başına gelmiş, üzerine alınmış, o da bir yazı döşenmiş, işte şurada .

Şimdi bu bey aşktan falan bahsetmese hiiç sesimi çıkarmazdım. Alan razı satan razı, genç kızlarla eğlendiriyor gönlünü, e kızlar da öyle üzgün müzgün görünmüyorlar, bana ne derdim. Ama Hıncal Bey "Kızlarla geziyorum, hohoyt" demiyor, "Aşşşşk" diyor illa. İlla ki ilişkisinin aşkla tescillenmesini istiyor.

Vampir hikayelerinin ölüm korkusuyla yakın ilişkisini hiç düşündünüz mü? Vampirler yaşamak için taze kana muhtaçtır ya hani, eğer o hikayelerin seksenlik dedelerin "Ömrüme ömür katılsın" diye on beşinde bakireleri koynuna alma hevesiyle bir ilgisi yoksa ben de ne Turuncu'yum, ne Elma. "Ölmiyceemmmm... Kazık kakıcammmm... Bunu da başkasının ruhundan, kanından, vücudundan aldığım enerjiyle yapıcammmm"ın aşkla ne ilgisi var yahu? Hiç mi aşık olmadık, hiç mi aşk görmedik?

"İnsan aşk uğruna hayatını tümden değiştirebilir"e getiriyor ya lafı Hıncal Bey, offf. Romantik bi de. Kendine romantik.

Aşk uğruna elbette hayat değiştirilir. Verilmiş söz uğruna can bile veren var. Verilir, ne olacak. Çünkü sevgili dediğin çoook kıymetlidir. Ama onu kendine sağlayacağın fayda uğruna sevmezsin, seversen de ona aşk maşk demezler. Aşk verir ama hep verir, almak aklına gelmez aşığın. Aşk romantizm değil, realitenin ilgi alanına girer aslında, basit de bir mantığı vardır: Birini kendinden bile çok seversin. O kadar. Bu yoksa diğeri de yoktur, aşık değilsindir. Başka bişey olma hakkın elbette var ama ortaya aşığım diye çıkma yani.

Mecnun'a demişler ki "Leyla dediğin süpürgeye benzer bir kız, nesine deli oldun böyle ya Kays?" Demiş ki Mecnun: "Siz onu benim gözümle görseydiniz siz de deli olurdunuz." Aşk böyle bir şeydir ve gerçekten de bence insan her yaşta aşık olabilir. Ama bu argümanlarla değil.

Sözüm meclisten dışarıdır, yanlış anlaşılmasın. Kim kaç yaşındayken, kaç yaşındaki kimi severse sevsin. Hatta yeter ki sevsin be, aşık insan iyi insandır. İyilikler çoğalsın. Ama aşkın sofrasına "Benim param, gücüm, imajım, senin gençliğin, güzelliğin" ikramıyla oturulmaz. Ha, böyle oturmayı kaldırıyorsa miden, hesap ödenmeden de kalkılmaz. Sana derler ki o zaman: Bu aşk değil, anlaşmadır, hem de epeyce kirli tarafından. Sen de sineye çeker, ortalara atmazsın kendini.

Aşkı bari kirletme yahu. Adlı adınca koy ilişkinin adını. "Paramla, gücümle, başka şeylerle satın alıyorum ben ilişkilerimi, karşımdaki insanın bana aşık olup olmaması da umurumda değil. Verdim parasını, havasını, imajını aldım, kime ne? İster aşık olurum, ister kart ederim, vizit ederim yanımda taşırım" desin, delikanlı olsun da, inanalım bir gün aşık da olabileceğine.

Not: Yav bu tartışma olalı ooohooo ne kadar çok olmuş. Öyle dedi arkadaşlarım anlatınca ben. Gündem dışı kalmışım ama böyle gündemin de dışında kalsam ne olur, içinde olsam ne olur son tahlilde.

Bu sabah uyandığımda aklımdaki şarkı: Love is love - Culture Club
Okuduğum kitap: Ejderha Mızrağı Serisi- Başlangıçlar 2. Kitap Kenderyurdu

4 comments:

YILDIZNAF said...

Turuncum,
Bu yaziyi okuyunca soyle biri agzimi acmis da kova kova soguk suyu dokmus gibi icim yikanmis hissettim. Ne guzel bir cevap olmus sozlerin. Hincal'in da okumasini isterdim. Bir link falan gondersen kendisine...Askmis bunun neresi ask yahu. Dunyanin en temiz duygulari oldugunu bilsem de yakistiramiyorum bu kadar yas farkini iliskilere ben. Sapkinlik gibi geliyor. Bir de boyle aklanmasi falan. Allah'tan senin gibi kalem erbablari var da cevabi verilmis. Kalemine saglik, haa bu arada ne ara gelip aldin sen onu yahu, ben unuttururum el koyarim saniyordum....

Turuncu Elma said...

Yildiznaf:)

Beni yaş farkı rahatsız hissettirmiyor. Bir tercih bu sonuçta. Benim kızdığım nokta aşk ile ilişki kavramlarının arasındaki farkı muğlaklaştırmaya çalışmakla ilgili. İlişki bile diyemiyorum böylesi çıkar bazlı işlere. Aşka leke sürülmesin, dediğim sadece bu. Adam yetmişlik ve fakir, ne bileyim ben, öyle toplumda ün şan kazanmış biri olmasın, kendi halinde kalbi güzel bir adam olsun, yirmibeşlik, güzel, para derdi olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kız ona aşık olsun. Böyle aşkı başımın üstünde taşırım ama öbürünü değil. Umarım anlatabilmişimdir derdimi.

YILDIZNAF said...

Merhaba Turuncu Elma,
Ben de yorumu yazip bitirip bastiktan sonra okuyunca senin, benim seni anlamadigimi dusunecegine bahse girmistim; Kazandim ! Halbuki ben seni cok iyi anladim da araya bir de kendi dusuncelerimi kattim. Fakat heyecanla agzina geleni soyler sekilde, bir cirpida yazinca ikisi birbirine karismis. Bir daha okumadan yayinlamak mi tovbe...Buyuk konusmak mi ona da tovbe. Haklisin belki de safca yasanan boyle iliskiler olabilir. Ben bir yerinden yakalayamasam da. Cok konusmak mi ona da tovbe, sustum, sustum.

Turuncu Elma said...

Ehe:)

Ben de senin beni anladığını anladım da, anlamazlıktan gelerek eksik bıraktığımı düşündüğüm yerleri biraz daha anlatayım dedim desem de, analamakla ilgili mevzuyu iyice çekiştirsek mesela:)