Wednesday, December 5, 2007

Bu MİM Şule'nin gül hatrı içindir.

Şule beni mimlemiş. Biraz gecikti yanıtlarım ama bilsin ki vallahi daha yazmazdım, güzel hatırı kırılmasın diye yazdım ve yazabilmek için sadece onun bu satırları beklediği motive etti beni. Düşündüğü için teşekkür ederim.

Ben küçükken, çok hülyalı, romantik bir çocuktum. Kömürlükte, evin kuytu köşelerinde, sokakta bir noktada kendime yerler belirlerdim. Oranın bana ait olduğuna, beni orda kimsenin görmeyeceğine inanırdım. Herşeyle konuşurdum içimden, taşlarla, ağaçlarla, bulutlarla, hayvanlarla ve Tanrı'yla. Uzun dualar eder, -ki onların da iç dökmeler olduğunu şimdi anlıyorum- pazarlıklar yapardım Tanrı'yla. Karıncalara pamuktan ev yapardım, kedilere tapardım. Çocuk olmaktan çok memnundum büyümek benim için çocukluktan beri sadece ve hep yaşlanmak oldu bu yüzden. Hiç yalnız kalmadım çocukken yalnız olabilmeye çalışıyorudm sanırım. Ve bu hikaye hala devam ediyor.

Ben aslında fena da sayılmam hani bugünlerde. Merak edilecek birşeyim yok yani öyle. Bir zamanım bir zamanıma uymuyor gerçi ama zaten hep öyleydim. Belki birazcık artmıştır bu hal, o kadar. Bir böyle olup "Malo! Malo!" diye bağırıyorum bir Farinelli tadındayım. Ama keyfim yerinde, merak etmeyin yani beni e mi? Etmeyin ki, bir de sizin merak ettiğinizi düşünüp "yazamadım" diye vicdan azapları çekmeyeyim.

İlk kopya sınıfça çekilen bir kopyaya katılmak şeklinde olmuştu. Test dönemi vardı ortaokulda, yeni başlamıştı. Öğretmenler olaya uyum sağlamamışlardı henüz ve bizim sınıfın fırlamaları bizden bir saat önce teste giren sınıftan test sorularının cevaplarını almışlardı. Can havliyle nasıl ezberlediysem artık, o cevaplar hala aklımda maalesef: abaababcbd...

Cep telefonum bozuldu geçenlerde. Ekran masmavi oldu, bişey görünmüyor. Öyle üşengecim ki, tamir falanm ettirmedim. Belki bu haftasonu onunla da ilgilenirim.

En saçma huyum oğluma terlik ve yelek giydirme takıntım sanırım. Çocuk çıldırıyor, ben daha da çıldırıyorum. Bu biraz babamın "Kapayın kapıyı" demesine benziyor. Dilime pelesenk olmuş. (Ayş, Janjan'a giydir terlik, sen de giy, kırıcam kafanızı yaa)

Aşk başımın belasıdır.

En sevdiğim bloglar sayfanın sağ tarafında sıralanıyor zaten.

Ben bu satırları okuyup da iç dökmek isteyen varsa, onları işte mimledim.

10 comments:

EKMEKÇİKIZ said...

Heh heh heh!

Daha Elektra ve Şule'nin bile ruhu duymadan uçtum, geldim ve okudum.
Sırıtmam ondan.:)

Farinelli'ye hayran kaldım.
Zamanında, sinemada oynarken, bendeniz şimdi boyuma gelen kızımı doğurmuştum da, o nedenle her şeyden elimi eteğimi çekmiş bir süt makinası olmuştum. Üstelik de, çook merak ettiğim halde, sadece hayranlıkla anlatılanları dinlemekle yetinmiştim.
Teşekkürü bir borç bilirim.
:)

Siz bu sene iki kardeş, çalışma aşığı/esiri oldunuz bir çeşit.
Özlüyoruz, fakat keyfin(iz) yolundaysa mesele yok.
:)

YILDIZNAF said...

Merhaba Turuncu,
Herseyin yolunda olmasina sevindim. Su terlik takintisi bende de var galiba. Bizim cocuklar biraraya gelseler en cok bu konuda dertlesecekler galiba; "Hayir anlamiyorum ki, nasil bakiyor nereye bakiyor. Ayagimda terlik var hala terliklerini giysene diyor hala yaa..."

kecilerin cobani said...

turuncuelma, icerik az ama öz. bayildim.
ben hic terlik giymem, kizma, firliyor ayagimdan birinin kasini gozunu yaricam diye korkuyorum. nasil yurudugumu tahayyul ediniz.
sana gore sag elbette ama bize gore solda kalmis bloglar, adimi gordum o an cocuklar gibi sendim. ))))

şule said...

Canım turuncum, ne kadar mutlu ettin beni :) sağol...karıncalara pamuktan ev yapmana gülümsedim. "beni merak etmeyin ki, bir de sizin merak ettiğinizi düşünüp "yazamadım" diye vicdan azapları çekmeyeyim." demeni çok ablaca buldum. ilk kopyanın şıklarını hâlâ hatırlayabiliyor olman karşısında dumur oldum. oğluna terlik giydirme takıntını paylaştığım için sevindim. ekmekçikız, benim ruhum bile duymadan seni "ilk" okumuş diye kıskandım. seni blogtan da olsa tanıdığım için çok mutlu oldum :)
bir de turuncum elmam, yazmazsan merak etmeyeceğim tamam, dertlenme sen ama ben yazmanı yine de bekliyor olacağım...

Butterfly said...

son cumlene yıkıldım:) hanı benım gıbı kendı kendıne sabırsızlanan varsa-kaldıysa eger- onlar ıcın super bır cumle olmus:)

elektra said...

canım turuncum bir tanem elmam, biz ailecek hatta bir tanecik yeğenimi de yanımıza alarak yelek de terlik de giymiycez diyoruz sana.bak, şimdi mesela balkon kapısı açık, ayağımda terliği geçtim çorap bile yok, bunları yazıyorum sana.:))) ve yine ne güzel yazmışsın. karıncalar için üzgünüm:PPP

endiseliperi said...

ah turuncu elma, ben de! ben de yalnız kalmak için nasıl fırsat kolluyorum anlatamam. ve evet ben bir de bahçedeki köşemdeki toprağı kazar, oraya mektuplar bırakırdım gelecek bin yıl içinde bir kazı sırasında bulunsun ve orada benim gibi bir çocuğun yaşadığı bilinsin diye:)

sevgiler.

EkSikCüMLeLeR said...
This comment has been removed by the author.
EkSikCüMLeLeR said...
This comment has been removed by the author.
morticia said...

allaaammm allaammm...terlik we hırka süpermiş.